mâ kâne | : olmadı, olmaz, olamaz |
li beşerin | : bir insan için |
en yu'tiye-hu allâhu | : Allah ona vermesi |
el kitâbe | : kitap |
ve el hukme | : ve hikmet |
ve en nubuvvete | : ve nebilik, peygamberlik |
summe | : sonra |
yekûle | : der |
li en nâsi | : insanlara |
kûnû | : olun |
ıbâden | : kul |
min dûni allâhi | : Allah'tan başka |
ve lâkin | : ve lâkin, fakat |
kûnû | : olun |
rabbâniyyîne | : kendini Rabb'e adamış |
bi mâ | : sebebiyle, ...'den dolay? |
kuntum | : siz oldunuz |
tuallimûne el kitâbe | : siz kitabı öğretiyorsunuz |
ve bimâ | : ve sebebiyle, ...'den dolayı |
kuntum | : siz oldunuz |
tedrusûne | : tedris ediyorsunuz, öğreniyorsunuz |