ve izâ tutlâ | : ve okunduğu zaman |
aleyhi | : onlara |
âyâtu-nâ | : âyetlerimiz |
vellâ | : döndü (dönüp gitti) |
mustekbiren | : kibirlenerek |
ke | : gibi |
en | : olmak |
lem yesma'-hâ | : onu işitmedi (işitmiyor) |
ke enne | : sanki, gibi |
fî | : içinde |
uzuney-hi | : onun iki kulağı |
vakran | : vakra, işitme engel |
fe | : artık, böylece, öyleyse |
beşşir-hu | : onu müjdele |
bi | : ile |
azâbin | : azap |
elîmin | : elîm |