ve hum | : ve onlar |
yastarihûne | : feryat ederler |
fî-hâ | : orada |
rabbe-nâ | : bizim Rabbimiz |
ahric-nâ | : bizi çıkar |
na'mel el sâlihan | : biz salih amel yapalım |
gayre ellezî | : ondan başka |
kun-nâ na'melu | : biz yapmış olduk |
e | : mi |
ve lem nuammir-kum | : ve size ömür vermedik |
mâ yetezekkeru | : tezekkür edebileceğiniz şey |
fî-hi | : orada |
men tezekkere | : tezekkür edecek kimse |
ve câe-kum | : ve size geldi |
en nezîru | : nezir, uyarıcı |
fe zûkû | : o zaman tadın |
fe mâ | : o zaman, artık yoktur |
li ez zâlimîne | : zalimler için |
min nasîrin | : (yardımcılardan) bir yardımcı |