vallâhu (ve allâhu) | : ve Allah |
ellezî | : onlar |
ersele | : gönderdi |
er rîâha | : rüzgâr(lar) |
fe | : artık, böylece |
tusîru | : hareket ettirir |
sehâben | : bulutlar |
fe | : artık, böylece |
suknâ-hu | : onu sevkederiz |
ilâ beledin | : beldeye |
meyyitin | : ölü |
fe | : artık, böylelikle |
ahyeynâ | : diriltiriz |
bi-hi | : onunla |
el arda | : yeryüzü |
ba'de | : sonra |
mevti-hâ | : onun ölümü |
kezâlike | : işte böyle |
en nuşûru | : nüşur, yeniden dirilip yayılma |