innemâ | : fakat, ancak, sadece |
tunziru | : uyarırsın |
men | : kim, kimse, kişi |
ittebea | : tâbî oldu |
ez zikre | : zikre |
ve haşiye | : ve huşû duydu |
er rahmâne | : Rahmân |
bi el gaybi | : gaybte |
fe | : böylece, o zaman |
beşşir-hu | : onu müjdele |
bi magfiretin | : bir mağfiret ile |
ve ecrin | : ve bir ecir |
kerîmin | : üstün |