ve izâ kîle | : ve denildiği zaman |
lehum | : onlara |
enfikû | : infâk edin, verin |
mimmâ (min mâ) | : şeylerden |
rezaka-kum allâhu | : Allah'ın sizi rızıklandırdığı |
kâle ellezîne | : onlar dediler |
keferû | : inkâr edenler, kâfirler |
li ellezîne | : o kimselere |
âmenû | : îmân edenler, âmenû olanlar |
e nut'imu | : biz mi doyuracağız, biz mi yedireceğiz |
men | : kim, kimse, kişi |
lev | : olsaydı, eğer |
yeşâullâhu (yeşâu allâhu) | : Allah diler |
at'ame-hu | : onu doyurur |
in entum | : eğer siz |
illâ | : ancak |
fî dalâlin | : dalâlet içinde |
mubînin | : apaçık |