fe | : böylece, artık |
ezâka-hum(u) | : onlara tattırdı |
allâhu | : Allah |
el hızye | : zillet, rezillik, horlanma ve aşağılanma |
fî | : içinde, de |
el hayâti ed dunyâ | : dünya hayatı |
ve le | : ve gerçekten, elbette |
azâbu | : azap |
el âhireti | : ahiret |
ekberu | : daha büyük |
lev | : eğer, şâyet |
kânû | : oldular |
ya'lemûne | : biliyorlar |