ve | : ve |
len testatîû | : asla güç yetiremezsiniz |
en | : olmak |
ta'dilû | : adaletle davranırsınız, adaleti sağlarsınız |
beyne | : arasında |
en nisâi | : kadınlar |
ve lev | : ve eğer olsa bile |
harastum | : hırslı oldunuz, çok gayret ettiniz |
fe | : o halde, öyleyse |
lâ temîlû | : meyletmeyin |
kulle | : bütünüyle,hepsi, tamamen |
el meyli | : meyil, sevgi, ilgi |
fe | : o taktirde, böylece |
tezerû-hâ | : onu terkedersiniz, bırakırsınız |
ke | : gibi |
el muallakati | : muallakta, boşlukta |
ve in | : ve eğer, olsa, ... ise |
tuslihû | : ıslah edersiniz, arayı düzeltirsiniz |
ve tettekû | : ve takva sahibi olun |
fe | : o taktirde |
inne | : muhakkak |
allâhe | : Allah |
kâne | : oldu, ...dır |
gafûran | : Gafur, mağfiret eden |
rahîmen | : Rahim, merhamet eden, Rahim esması ile tacelli eden, rahmet nuru gönderen |