ve in | : ve eğer |
eradtum | : siz istediniz |
istibdâle | : bedel yapmak, değiştirmek |
zevcin | : eş, zevce |
mekâne | : yerine |
zevcin | : eş, zevce |
ve âtey-tum | : ve siz verdiniz |
ihdâ-hunne | : onlardan biri |
kıntâran | : yüklerle, kantar kantar, çok fazla |
fe | : artık |
lâ te'huzû | : almayın |
min-hu | : ondan |
şey'en | : bir şey |
e te'huzûne-hu | : onu alacak mısınız? |
buhtânen | : iftira ederek |
ve ismen | : ve günah işleyerek |
mubînen | : açıkça, apaçık |