em | : yoksa ...mı |
yahsudûne | : haset ediyorlar, çekemiyorlar |
en nâse | : insanlar |
alâ | : ...'a |
mâ | : şey |
âtâ-hum(u) | : onlara verdi |
allâhu | : Allah |
min fadlı-hî | : kendi fazlından |
fe kad | : oysa olmuştu |
âteynâ | : biz verdik |
âle | : aile, soy |
ibrâhîme | : Hz. İbrâhîm |
el kitâbe | : kitap |
ve el hikmete | : ve hikmet |
ve âteynâ-hum | : ve biz onlara verdik |
mulken | : mülk, iktidar, saltanat |
azîmen | : büyük |