zâlike | : işte bu |
bi enne-hum | : onların ..... olması sebebiyle |
kânet | : oldu |
te'tî-him | : onlara geldi |
rusulu-hum | : onların resûlleri |
bi el beyyinâti | : beyyineler ile, apaçık belgeler ile, delillerle |
fe | : böylece, artık |
keferû | : inkâr ettiler, küfrettiler |
fe | : böylece, bu sebeple |
ehaze-hum allâhu | : Allah onları aldı, yakaladı |
inne-hu | : muhakkak o |
kaviyyun | : kuvvetli, güçlü |
şedîdu | : şiddetli |
el ikâbi | : ikab, ceza |