e | : mi |
fe | : öyleyse |
lem yesîrû | : dolaşmadılar |
fî | : de |
el ardı | : yeryüzü |
fe | : böylece, artık |
yenzurû | : baksınlar |
keyfe | : nasıl |
kâne | : idi, oldu |
âkıbetu | : akıbet, son |
ellezîne | : onlar |
min | : den |
kabli-him | : onlardan önce |
kânû | : idiler, oldular |
eksere | : daha çok |
min-hum | : onlardan |
ve eşedde | : ve daha kuvvetli |
kuvveten | : kuvvet |
ve âsâren | : ve eserler |
fî el ardı | : yeryüzünde |
fe | : bundan sonra |
mâ agnâ | : müstağni kılmadı, fayda vermedi |
an-hum | : onlardan |
mâ | : şey |
kânû | : idiler, oldular |
yeksibûne | : kesbediyorlar, kazanıyorlar |