fe | : böylece, artık |
lem yeku | : olmadı |
yenfeu-hum | : onlara fayda, yarar sağlar |
îmânu-hum | : onların îmânı |
lemmâ | : olduğu zaman |
reev | : gördüler |
be'se-nâ | : şiddetli azabımız |
sunnete allâhi | : Allah'ın sünneti |
elletî | : ki o |
kad halet | : gelip geçti |
fî | : hakkında |
ibâdi-hi | : onun kulları |
ve hasire | : ve hüsrana uğradı |
hunâlike | : orada |
el kâfirûne | : kâfirler |