ve ceale | : ve kıldı, oluşturdu |
fî-hâ | : orada |
revâsiye | : sabit dağlar |
min | : den |
fevkı-hâ | : onun üzerinde |
ve bâreke | : ve bereketli kıldı |
fî-hâ | : orada |
ve kaddere | : ve takdir etti |
fî-hâ | : orada |
akvâte-hâ | : onun rızıkları |
fî | : de, içinde |
erbeati | : dört |
eyyâmin | : günler |
sevâen | : musavi olarak, eşit olarak |
li es sâilîne | : isteyenler için, dileyenler için |