ve emmâ | : ve fakat, ise |
semûdu | : Semud (kavmi) |
fe | : böylece, ondan sonra |
hedeynâ-hum | : onları hidayete erdirdik |
fe | : böylece, buna rağmen |
istehabbû | : sevdiler, tercih ettiler |
el amâ | : âmâ, kör |
alâ | : karşı |
el hudâ | : hidayet |
fe | : böylece, bu sebeple |
ehazet-hum | : onları yakaladı |
sâıkatu | : şimşek, yıldırım |
el azâbi el hûni | : alçaltıcı azap |
bimâ | : dolayısıyla, sebebiyle |
kânû | : oldular |
yeksibûne | : kazanıyorlar |