ileyhi | : ona |
yureddu | : döndürülür, reddedilir |
ilmu es sâati | : o saatin ilmi |
ve mâ tahrucu | : ve çıkmaz |
min | : den |
semerâtin | : ürünler, meyveler |
min | : den |
ekmâmi-hâ | : onun tomurcukları |
ve mâ tahmilu | : ve taşımaz, hamile kalmaz |
min unsâ | : (kadınlardan) bir kadın |
ve lâ tedau | : ve koyamaz, doğuramaz |
illâ | : den başka, hariç, olmaksızın, olmadan |
bi ilmi-hi | : onun ilmi ile |
ve yevme | : ve gün |
yunâdî-him | : onlara seslenilir |
eyne | : nerede |
şurekâî | : benim ortaklarım |
kâlû | : dediler |
âzennâ-ke \n(ezene) \n(âzene) | : sana bildirdik, arz ettik \n: izin verdi \n: ilân etti, bildirdi |
mâ | : yok |
min-nâ | : bizden |
min şehîdin | : bir şahit |