ve ellezîne | : ve onlar |
yuhâccûne | : tartışıyorlar |
fî allâhi | : Allah hakkında |
min ba'di | : sonradan |
mestucîbe (mâ istucîbe) | : icabet edilen şey |
lehu | : ona |
huccetu-hum | : onların huccetleri, delilleri |
dâhıdatun | : bâtıl, geçersiz |
inde | : yanında, katında |
rabbi-him | : onların Rabbi |
ve aleyhim | : ve onların üzerinde |
gadabun | : gazap, öfke |
ve lehum | : ve onları, ve onlar için vardır |
azâbun | : azap |
şedîdun | : şiddetli |