ve lev | : ve şâyet, eğer |
beseta | : genişletti |
allâhu | : Allah |
er rızka | : rızık |
li ibâdi-hi | : kulları için, kullarına |
le | : mutlaka |
begav | : azdılar |
fî el ardı | : yeryüzünde |
ve lâkin | : ve fakat |
yunezzilu | : indirir |
bi kaderin | : miktar, ölçü ile |
mâ yeşâu | : dilediği |
inne-hu | : muhakkak ki o |
bi ibâdi-hi | : (onun) kendi kullarını |
habîrun | : haberdar olan |
basîrun | : gören |