fe | : işte böylece |
mâ | : şey |
ûtî-tum | : size verildi |
min şey'in | : bir şeyden |
fe | : böylece, artık |
metâu | : meta, faydalanılacak mal |
el hayâti ed dunyâ | : dünya hayatı |
ve mâ | : ve şey |
inde | : yanında, katında |
allâhi | : Allah |
hayrun | : hayırlı, daha hayırlı |
ve ebkâ | : ve bâki, daha kalıcı |
li ellezîne | : onlar için |
âmenû | : âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler |
ve alâ rabbi-him | : ve Rab'lerine |
yetevekkelûne | : tevekkül ederler |