fe lemmâ reev-hu | : onu gördükleri zaman |
âridan | : bir bulut olarak |
mustakbile | : yönelip gelen |
evdiyeti-him | : vadilerine |
kâlû | : dediler |
hâzâ | : bu |
âridun | : bir bulut |
mumtiru-nâ | : bize yağmur yağdıracak |
bel | : hayır |
huve | : o |
mesta'celtum | : çabuklaştırdığınız, acele istediğiniz |
bi-hî | : onun hakkında |
rîhun | : bir rüzgâr |
fî-hâ | : onun içinde |
azâbun | : bir azap |
elîmun | : acı, elîm |