kâlû | : dediler |
yâ kavme-nâ | : ey kavmimiz |
in-nâ | : muhakkak ki biz |
semî'nâ | : işittik |
kitâben | : bir kitap |
unzile | : indirilen |
min | : dan |
ba'di | : sonra |
mûsâ | : Musa |
musaddikan | : doğrulayan, tasdik eden |
li mâ | : şeyi |
beyne yedey-hi | : onların elindeki |
yehdî | : ulaştıran |
ilâ el hakkı | : Hakk'a |
ve ilâ tarîkin | : ve yola, tarîke |
mustekîmin | : istikamet üzere olan |