ve izâ | : ve olduğu zaman |
tutlâ | : okundu |
aleyhim | : onlara |
âyâtu-nâ | : âyetlerimiz |
beyyinâtin | : beyan edilerek, açık belgeler olarak |
kâle | : dedi |
ellezîne keferû | : inkâr eden kimseler |
li el hakkı | : hak için |
lemmâ câe-hum | : onlara geldiği zaman |
hâzâ | : bu |
sihrun | : bir sihirdir, büyüdür |
mubînun | : apaçık |