lekad | : andolsun |
radiye allâhu | : Allah razı oldu |
an el mû'minîne | : mü'minlerden |
iz | : olduğu zaman |
yubâyiûne-ke | : sana biat ederler, tâbî olurlar |
tahte | : altında |
eş şecereti | : ağaç |
fe | : o zaman, böylece, oysa, ve de |
alime | : bildi (biliyordu) |
mâ | : şeyi |
fî | : içinde, de |
kulûbi-him | : onların kalpleri |
fe | : böylece, bunun üzerine |
enzele | : indirdi |
es sekînete | : sekînet, güven duygusu, huzur |
aleyhim | : onların üzerine |
ve esâbe-hum | : ve onlara isabet ettirdi, verdi, nasip etti |
fethan | : fetih, zafer |
karîben | : yakın, yakın olan |