ellezîne | : o kimseler ki |
yectenibûne | : kaçınırlar |
kebair | : büyük |
el ismi | : günah |
ve | : ve |
el fevâhişe | : çok çirkin yüz kızartıcı olanından |
illa | : dışında, hariç |
el lememe | : küçük günahlar |
inne | : muhakkak ki |
rabbeke | : senin Rabbin |
vâsiu | : geniş olandır |
magfireti | : mağfireti |
huve | : o |
a'lemu | : daha iyi bilendir |
bikum | : sizi |
iz enşeekum | : (inşa ettiği) yarattığı zaman |
min el ardi | : topraktan |
ve iz | : ve o zaman |
entum | : siz |
ecinnetun | : bir cenin |
fî butûni | : karınlarında |
ummehâtikum | : annelerinizin |
fe | : öyleyse |
lâ tuzekkû | : temize çıkartmayın |
enfusekum | : nefslerinizi |
huve | : o |
a'lemu | : iyi bilendir |
bi men | : kimseyi |
ittekâ | : takva sahibi |