lev | : eğer |
enzelnâ | : biz indirdik |
hâzâ | : bu |
el kur'âne | : Kur'ân |
alâ | : üzerine, ...e |
cebelin | : dağ |
le raeyte-hu | : mutlaka onu gördün |
hâşian | : huşû ile boynunu bükmüş olarak |
mutesaddian | : parçalanmış, parça parça olmuş |
min haşyeti allâhi | : Allah'ın korkusundan |
ve tilke | : ve bu |
el emsâlu | : misaller, örnekler |
nadribu-hâ \n(darbu mesel) | : onu vurguluyoruz, örnek veriyoruz \n: (bir şeyi örnek vermek) |
li en nâsi | : insanlar için, insanlara |
lealle-hum | : umulur ki onlar |
yetefekkerûne | : tefekkür ederler, düşünürler |