kul | : de, söyle |
eyyu şey'in | : hangi şey |
ekberu | : en büyük, daha büyük |
şehâdeten | : şahit olarak |
kul | : de, söyle |
allâhu şehîdun | : Allah şahittir |
beynî | : benim aram |
ve beyne-kum | : ve sizin aranız |
ve ûhiye | : ve vahyolundu |
ileyye | : bana |
hâzâ el kur'ânu | : bu Kur'ân |
li unzire-kum | : sizi uyarmam için |
bi-hî | : onunla |
ve men belaga | : ve kim erişti, ulaştı |
e inne-kum | : siz muhakkak .....mısınız? |
le teşhedûne | : gerçekten şahitlik ediyorsunuz |
enne mea | : beraber olduğuna |
allâhi | : Allah |
âliheten uhrâ | : başka ilâhlar |
kul lâ eşhedu | : de, söyle ben şahitlik yapmam |
kul innemâ | : de, söyle sadece |
huve ilâhun | : o ilâhtır |
vâhidun | : tek |
ve inne-nî | : ve muhakkak ki ben |
berîun | : berî, uzak |
mimmâ (min mâ) | : şeylerden |
tuşrikûne | : siz şirk (ortak) koşuyorsunuz |