ve mâ kaderû allâhe | : ve onlar Allah'ı takdir edemediler |
hakka | : hakkıyla |
kadri-hî | : onun kadrini |
iz kâlû | : dedikleri zaman |
mâ enzele allâhu | : Allah indirmedi |
alâ | : üzerine, ...e |
beşerin | : beşer, insan |
min şey'in | : bir şey |
kul | : de |
men | : kim |
enzele | : indirdi |
el kitâbe | : kitabı |
ellezî | : ki o |
câe- bi | : ile geldi, getirdi |
hî | : onu |
mûsâ | : Musa (A.S) |
nûren | : bir nur |
ve huden | : ve bir hidayet |
li en nâsi | : insanlara, insanlar için |
tec'alûne-hu | : onu yapıyorsunuz |
karâtîse | : sayfalar, kâğıtlar (kırtasiye) |
tubdûne-hâ | : onu açıklıyorsunuz |
ve tuhfûne | : ve gizliyorsunuz |
kesîran | : çoğunu |
ve ullimtum | : ve size öğretildi |
mâ | : şeyler |
lem ta'lemû | : siz bilmiyorsunuz |
entum | : siz |
ve lâ | : ve değil |
âbâu-kum | : atalarınız, babalarınız |
kul allâhu | : 'Allah' de |
summe | : sonra |
zer-hum | : onları bırak |
fî | : içinde |
havdı-him | : onların dalması |
yel'abûne | : oynuyorlar, oyalanıyorlar |