ve iz | : ve olmuştu |
kâle | : dedi |
mûsâ | : Musa |
li kavmi-hî | : kavmine |
yâ | : ey |
kavmi | : kavmim |
lime | : niçin |
tu'zûne-nî | : siz bana eziyet ediyorsunuz |
ve kad | : ve olmuştu |
ta'lemûne | : biliyorsunuz |
en-nî | : muhakkak ki ben |
resûlu allâhi | : Allah'ın Resûl'ü |
ileykum | : size, sizin için |
fe | : artık |
lemmâ | : olunca |
zâgû | : döndüler |
ezâga | : döndürdü, çevirdi |
allâhu | : Allah |
kulûbe-hum | : onların kalpleri |
ve allâhu | : ve Allah |
lâ yehdî | : hidayete erdirmez |
el kavme | : kavim |
el fâsikîne | : fasıklar, fıska düşenler, Allah yolundan sapanlar |