ve kâle el meleu | : ve ileri gelenler dedi |
min | : ...'den |
kavmi fir'avne | : firavunun kavmi |
e tezeru | : bırakacak mısın, terkedecek misin |
mûsâ | : Musa (as) |
ve kavme-hu | : ve onun kavmini |
li yufsidû | : fesat çıkarsınlar diye (çıkarmaları için) |
fi el ardı | : yeryüzünde |
ve yezere-ke | : ve seni terkederler |
ve âlihete-ke | : ve senin ilâhlarını |
kâle | : dedi |
se nukattilu | : yakında keseceğiz (öldüreceğiz) |
ebnâe-hum | : onların oğulları |
ve nestahyî | : ve sağ (canlı) bırakacağız |
nisâe-hum | : onların kadınları |
ve in-nâ | : ve muhakkak ki biz |
fevka-hum | : onların üstünde |
kâhirûne | : kahhar olanlar, hakimiyet, güç ve kuvvet sahibi olanlar |