ve ilâ medyene | : ve Medyen'e |
ehâ-hum | : onların kardeşi |
şuaybâ | : Şuayb |
kâle | : dedi |
yâ kavmi | : ey kavmim |
u'budû allâhe | : Allah'a kul olun |
mâ | : yoktur |
lekum | : sizin için |
min ilâhin | : bir ilâh |
gayru-hu | : ondan başka |
kad | : olmuştur |
câet-kum | : size geldi |
beyyinetun | : bir beyyine, bir delil, ispat edici bir açıklama |
min rabbi-kum | : Rabbinizden |
fe evfû | : artık vefa edin, yapın |
el keyle | : ölçü |
ve el mîzâne | : ve mizan, tartı |
ve lâ tebhasû | : eksiltmeyin, hakkını vermemezlik yapmayın |
en nâse | : insanlar |
eşyâe-hum | : onların eşyaları (sahip oldukları şeyler) |
ve lâ tufsidû | : ve fesat çıkartmayın |
fî el ardı | : yeryüzünde |
ba'de | : sonra |
ıslâhı-hâ | : onun ıslâh olması |
zâlikum hayrun | : işte bu hayırlıdır |
lekum | : sizin için |
in kuntum mu'minîne | : eğer müminler, inananlar iseniz |