fe | : böylece, artık |
a'kabe-hum | : onların akıbeti, işlerinin sonucu, yaptıklarının sonucu |
nifâkan | : nifak, nifak olarak, nifak duygusu |
fî kulûbi-him | : onların kalplerinde, kalplerine |
ilâ yevmi | : güne kadar |
yelkavne-hu | : onunla karşılaşacaklar |
bi mâ | : şey sebebiyle, dolayısıyla |
ahlefu allâhe | : Allah'a muhalefet ettiler, yerine getirmediler |
mâ vaadû-hu | : ona vaadettikleri şeyi |
ve bi mâ | : ve sebebiyle |
kânû yekzibûne | : yalan söylemiş oldular, yalanladılar |