em | : yoksa, veya, öyle mi |
yekûlûne ifterâ-hu | : onu uydurdu mu |
kul | : de, söyle |
fe'tû | : öyleyse getirin |
bi sûretin | : bir sure |
misli-hi | : onun gibi, onun eşi benzeri |
ved'û (ve ud'û) | : ve çağırın |
men isteta'tum | : gücünüzün yettiği kimse(leri) |
min dûni allâhi | : Allah'tan başka |
in kuntum | : eğer siz, iseniz |
sâdikîne | : doğru söyleyenler, sadıklar |