fe kezzebû-hu | : fakat onu yalanladılar |
fe necceynâ-hu | : sonra biz onu kurtardık |
ve men | : ve kim, kimse(ler) |
mea-hu | : onunla beraber |
fî el fulki | : gemide |
ve cealnâ-hum | : ve onları kıldık (yaptık) |
halâife | : halifeler |
ve agraknâ | : ve suda boğduk |
ellezîne kezzebû | : yalanlayan kimseler |
bi âyâti-nâ | : âyetlerimizi |
fanzur (fe unzur) | : artık bak |
keyfe | : nasıl |
kâne | : oldu |
âkıbetu el munzerîne | : uyarılanların sonu (akıbeti) |