kâlû | : dediler |
yâ şuaybu | : ey Şuayb |
e salâtu-ke | : senin namazın mı |
te'muru-ke | : sana emrediyor |
en netruke | : bırakmamız, terketmemiz, vazgeçmemiz |
mâ ya'budu | : ibadet ettiği şeyleri |
âbâu-nâ | : atalarımız, babalarımız |
ev | : veya, ve de |
en nef'ale | : yapmamız |
fî emvâli-nâ | : mallarımız hakkında, konusunda, mallarımıza |
mâ neşâu | : dilediğimiz şeyi |
inne-ke | : muhakkak ki sen |
le ente | : elbette sen |
el halîmu | : yumuşak huylu, halim |
er reşîdu | : irşad eden, rüşde ermiş |