ve mâ erselnâ | : ve biz göndermedik |
min kabli-ke | : senden önce |
illâ | : ...den başka, ancak |
ricâlen | : erkekler, adamlar |
nûhî | : vahyederiz |
ileyhim | : onlara |
min ehli el kurâ | : şehirler halkından, beldeler halkından |
e fe lem yesîrû | : dolaşmıyorlar mı, dolaşmazlar mı (dolaşmadılar mı) |
fî el ardı | : yeryüzünde |
fe yanzurû | : artık baksınlar |
keyfe | : nasıl |
kâne | : oldu |
âkıbetu | : akıbet, sonuç |
ellezîne min kabli-him | : onlardan önceki kimseler |
ve le dâru el âhıreti | : ve mutlaka ahiret yurdu |
hayrun | : daha hayırlı |
lillezînettekav | : takva sahibi olan kimseler için |
e fe lâ ta'kılûne | : hâlâ akıl etmiyor musunuz |