hattâ | : öyle ki, hatta |
izestey'eser rusulu | : resûller umutlarını kestikleri zaman |
ve zannû | : ve zannettiler |
enne-hum | : kendilerinin olduğunu |
kad | : oldu, olmuştu |
kuzibû | : yalanlandılar |
câe-hum | : onlara geldi |
nasru-nâ | : yardımımız |
fe | : o zaman |
nucciye | : kurtarıldı |
men | : kimse(ler) |
neşâu | : dileriz, isteriz |
ve lâ yureddu | : ve geri döndürülmez |
be'su-nâ | : azabımız |
an | : ...den |
el kavm el mucrimîne | : mücrimler kavmi, günahkârlar topluluğu |