kâle | : dediler |
maâzâ allâhi \n(âze) | : Allah'a sığınırım \n: (sığındı) |
en ne'huze | : alıkoymamız, onu almamız, tutmamız, alıkoymamız |
illâ | : ...den başka |
men vecednâ | : bulduğumuz kimse |
metâa-nâ | : bizim eşyamız |
inde-hû | : onun yanında |
innâ (in-nâ) | : eğer biz yaparsak |
izen | : o zaman |
le zâlimûne | : mutlaka zalimler |