kâle | : dedi |
bel | : hayır |
sevvelet | : teşvik etti, güzel gösterdi |
lekum | : size |
enfusu-kum | : sizin nefsiniz |
emren | : bir iş, bir durum |
fe | : artık |
sabrun | : sabır |
cemîlun | : güzel |
asallâhu (asâ allâhu) | : umulur ki Allah |
en ye'tiye-nî | : bana getirir (bana getirmesi) |
bi-him | : onları |
cemî'an | : hepsini |
innehu | : muhakkak, çünkü o |
huve | : o |
el alîmu el hakîmu | : en iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır |