lehu | : onun vardır |
muakkıbâtun | : takip edenler |
min beyni yedey-hi | : onun önünden (onun elleri arasından) |
ve min halfi-hi | : ve onun arkasından |
yahfezûne-hu | : onu korurlar, muhafaza ederler |
min emri allâhi | : Allah'ın emrinden |
innallâhe (inne allâhe) | : muhakkak Allah |
lâ yugayyiru | : bozmaz |
mâ | : şey |
bi kavmin | : bir kavim de |
hattâ | : oluncaya kadar |
yugayyirû | : bozarlar |
mâ bi enfusi-him | : nefslerinde olan şeyi |
ve izâ | : ve, olduğu zaman |
erâde allâhu | : Allah diler |
bi kavmin | : bir kavme |
sûen | : bir kötülük, bir ceza |
fe lâ meredde | : artık reddedecek (mani olacak kimse) yoktur |
lehu | : onu |
ve mâ lehum | : ve onlar için yoktur |
min dûni-hî | : ondan başka |
min vâlin | : koruyan bir dost |