inne | : muhakkak, hiç şüphesiz |
ellezîne | : o kimseler, onlar |
yektumûne | : ketmederler, gizlerler |
mâ | : şey |
enzelnâ | : biz indirdik |
min el beyyinâti | : beyyinelerden, deliller, mucizeler, ispat vasıtalarından |
ve el hudâ | : ve hidayet, ruhun ölmeden önce Allah'a ulaşması, Allah tarafından ulaştırılması |
min ba'di | : sonradan |
mâ | : şey(ler) |
beyyennâ-hu | : biz onu açıkladık |
li en nâsi | : insanlar için |
fî el kitâbi | : kitapta |
ulâike | : işte onlar |
yel'anu-humu allâhu | : Allah onlara lânet eder |
ve yel'anu-humu | : ve onlara lânet eder |
el lâinûne | : lânet ediciler |