ev | : veya |
ke sayyibin | : yağmur gibi |
min es semâi | : semadan, gökyüzünden |
fî-hi | : onun içinde vardır |
zulumâtun | : zulmet, karanlıklar |
ve ra'dun | : ve gök gürlemesi, gök gürültüsü |
ve berkun | : ve şimşek |
yec'alûne | : kılarlar, yaparlar |
esâbia-hum | : onların parmakları, parmakları |
fî âzâni-him | : kulaklarının içine, kulaklarına |
min es savâiki | : yıldırımlardan |
hazara | : korku |
el mevt (mevti) | : ölüm |
ve allâhu | : ve Allah |
muhîtun | : ihata eden, kuşatan |
bi el kâfirîne | : kâfirleri |