kâlû | : dediler |
ûd'u | : dua et |
lenâ | : bize, bizim için |
rabbe-ke | : senin Rabbin |
yubeyyin | : açıklasın |
lenâ | : bize |
mâ | : ne, nasıl |
hiye | : o |
kâle | : dedi |
inne-hu | : muhakkak ki o, şüphesiz o |
yekûlu | : diyor, söylüyor |
inne-hâ | : muhakkak ki o |
bakaratun | : bir inek |
lâ fâridun | : yaşlı olmayan |
ve | : ve |
lâ bikrun | : çok genç olmayan |
avânun | : orta yaşta |
beyne zâlike | : bu (ikisi) arasında |
fe | : artık, böylece |
if'alû | : yapın |
mâ | : şey |
tu'merûne | : emrolundunuz |