ve | : ve |
iz | : olmuştu, olduğu zaman |
kâle | : dedi |
mûsâ | : Musa |
li | : ... e |
kavmi-hî | : onun kavmi, kendi kavmi |
inne | : muhakkak ki, hiç şüphesiz |
allâhe | : Allah |
ye'muru-kum | : size emrediyor |
en tezbehû | : kesmenizi |
bakaraten | : bir inek |
kâlû | : dediler |
e | : mi |
tettehızu-nâ | : bizi ediniyorsun |
huzuven | : alay konusu |
kâle | : dedi |
eûzu | : ben sığınırım |
billâhi (bi allâhi) | : Allah'a |
en ekûne | : olmak (benim olmam) |
min | : den |
el câhilîne | : cahiller |