ve ceal-nâ | : ve biz kıldık |
fî el ardı | : yeryüzünde |
revâsiye | : dağlar |
en temîde bi | : sarsması |
him | : onlar, onları |
ve ceal-nâ | : ve kıldık |
fîhâ | : orada |
ficâcen | : geniş yollar, iki dağ arasındaki geniş geçit yerleri |
subulen | : sebîller, yollar |
lealle-hum | : umulur ki böylece onlar |
yehtedûne | : hidayete ererler |