ve lûtan | : ve Lut |
ateynâ-hu | : ona verdik |
hukmen | : hikmet |
ve ılmen | : ve ilim |
ve necceynâ-hu | : ve biz onu kurtardık |
min el karyeti | : ülkeden |
elletî | : ki o (o ülke) |
kânet ta'melu | : yapıyorlardı |
el habâise | : çirkin işler, çirkinlikler |
inne-hum | : muhakkak onlar |
kânû | : oldular |
kavme | : bir kavim |
sev'in | : kötü |
fâsikîne | : fasıklar |