ve dâvude | : ve Davut |
ve suleymâne | : ve Süleyman |
iz yahkumâni | : ikisi hüküm veriyordu |
fî | : içinde |
el harsi | : ekin |
iz nefeşet | : hayvanlar geceleyin (çobansız olarak) yayılmıştı |
fî-hi | : hakkında |
ganemu | : koyunlar |
el kavmi | : kavmi |
ve kun-nâ | : ve biz olduk |
li hukmi-him | : onların hükmüne |
şâhidîne | : şahitler, şahit olanlar |