ve lemmâ | : ve olduğu zaman |
câet | : geldi |
rusûlu-nâ | : bizim resûllerimiz |
ibrâhîme | : İbrâhîm'e |
bi el buşrâ | : müjde ile |
kâlû | : dediler |
innâ | : muhakkak ki biz |
muhlikû | : helâk edecek olanlarız |
ehli | : halk |
hâzihi | : bu |
el karyeti | : ülke, karye, belde |
inne | : muhakkak ki |
ehle-hâ | : onun halkı |
kânû | : oldular |
zâlimîne | : zalimler, zulmedenler |