ve | : ve |
ellezîne | : onlar |
âmenû | : âmenû oldular (hayattayken Allah'a ulaşmayı dilediler) |
ve amilû es sâlihâti | : ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptılar |
le | : mutlaka, elbette |
nukeffiranne | : mutlaka örteceğiz |
an-hum | : onlardan |
seyyiâti-him | : onların seyyiatleri, günahları |
ve le | : ve mutlaka, elbette |
necziyenne-hum | : onları mutlaka mükâfatlandıracağız |
ahsene | : daha ahsen, daha güzel |
ellezî | : onlar |
kânû | : oldular |
ya'melûne | : yapıyorlar |