zâlike | : işte bu |
min enbâi | : haberlerinden |
el gaybi | : gayb |
nûhî-hi ileyke | : onu sana vahyediyoruz |
ve mâ kunte | : ve sen ... değildin |
ledey-him | : onların yanında |
iz yulkûne | : attıkları zaman |
eklâme-hum | : kalemleri |
eyyu-hum | : onların hangisi |
yekfulu meryeme | : Meryem'e kefil olacak, bakımını üstlenecek |
ve mâ kunte | : ve sen ... değildin |
ledey-him | : onların yanında |
iz yahtesımûne | : onlar tartışıyorlar |