darabe | : örnek verdi |
lekum | : size |
meselen | : misal |
min | : den |
enfusi-kum | : sizin nefsleriniz, kendi nefsleriniz |
hel | : var mı, mı |
lekum | : sizin |
min | : dan |
mâ | : şey |
meleket | : malik oldu, sahip oldu |
eymânu-kum | : sağ el, elleriniz |
min | : dan |
şurekâe | : ortaklar |
fî | : içinde |
mâ | : şeyler |
rezaknâ-kum | : size rızık verdik, rızıklandırdık |
fe | : artık, böylece |
entum | : siz |
fî-hi | : orada, onda |
sevâun | : eşit |
tehâfûne-hum | : onlardan korkarsınız, çekinirsiniz |
ke | : gibi |
hîfeti-kum | : sizin korkmanız, çekinmeniz |
enfuse-kum | : sizin kendiniz, birbiriniz |
kezâlike | : işte böyle, bunun gibi |
nufassılu | : açıklıyoruz |
el âyâti | : âyetler |
li kavmin | : kavim için |
ya'kılûne | : akıl ediyorlar, akıl ederler |